“Dolmabahçe’de kesilmek zorunda kalınan tarihi çınarlar, kamuoyunda üzüntü ve şaşkınlık yaratmıştır. Yüzyıllık ağaçlarımızın, ilgili kurumların “yapacak bir şey kalmadı” anlamına gelen raporlarıyla çaresizce kesilmesinin üzerinde herkesi düşünmeye davet ediyoruz. İstanbul’da tarihi ağaçlar ve korular ölümcül bir salgın ile karşı karşıyadır. Dolmabahçe’de kaybettiğimiz çınarlar, konuya yeni bir bakış açısıyla bakılmasını ivedi hale getirmiştir. Söz konusu patojen (Ceratocystis platani) Avrupa kıtasında ilk defa 1945 yılında Marsilya/Fransa’da belirlenmiştir. Şu an en çok İtalya’da yayılış göstermekte ve zarar vermektedir. Bunun yanı sıra İspanya, İsviçre, İran, Arnavutluk, Yunanistan’da yayılış gösterdiği uluslararası literatürde belirtilmektedir. Ağaçlar bir canlıdır ve ekosistem içinde yaşamaktadırlar. Bu ekosistem içinde ağaçların çeşitli biyotik ve abiyotik zararlılar ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdır. Dolmabahçe’de yaşanan ağaç ölümleri ekosistem bütünlüğünün adım adım bozulmasıyla gerçekleşmiştir. Bu bozulmanın erken dönemde tespit edilemediği, tespiti sonrasında tedavi yöntemlerinde başarısız olunmasına ek olarak, İBB tarafından yapılan bakım budamaları da hastalığın yayılmasına neden olmuştur. Ağaçların hayatını tehdit eden, mantar ve böcek zararlılarına, kök sağlığını tehdit eden; yürüme yollarındaki sert zemin baskısına, ağaç çanaklarının çok dar olmasına, ağaçların yol bakım kimyasallarına, yol tuzlama olumsuzluklarına, rüzgâr ve kar baskısına karşı yıl boyu gözlem, raporlama, koruma ve bakım işlerinin yapılmış olması gerekirdi. Tehlike geçmiş değildir. Yayılarak devam etmektedir. Yapılan çalışmalar Dolmabahçe, Gülhane Parkı, Emirgan Korusu, Yıldız Parkı gibi tarihi ağaçlarımızın olduğu parklarda bu hastalığın %25 oranında yayılmış ve ağaçların da %5’inin dikili kuru olabileceğini göstermiştir. Tarihi ağaçlarımız ve korularımızı, koruma kurullarının öldürücü izin süreçleriyle ve belediyelerimizin budama merkezli yıllık bakım çalışmalarıyla yaşatamayız. Mesleki disiplin ve bilimsel çalışmaların sorumluluğunda Orman Fakülteleri iş birliği ve Orman Bakanlığı himayesinde yeni bir süreç başlatılmalıdır. Bugün, nasıl yönetilmeli? sorusuna acilen cevap bulmalıyız. Dolmabahçe Çınarları için İstanbul 4 Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun verdiği kesim kararında yetki - sorumluluk ilişkisi yoktur. Kesilen ağaçların sorumluluğunu birinci dereceden alacak bir yetkinliği bulunmamaktadır. Kararın altında imzası olan meslek disiplinlerinin (Hukukçu, Şehir Plancısı, Peyzaj Mimarı, Harita Mühendisi, Mimar, Çevre Mühendisi) ağaç ve ormanla bir ilişkisi yoktur. İlgisi olan komisyon üyesi Orman Mühendisinin de kararda imzası yoktur. Dolmabahçe çınarları için geç kalınmıştır. Ancak diğer tarihi ağaçlarımız için hemen adım atmalıyız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), daha önce de İstanbul’un yeşil varlığını artırmaya, peyzaj estetiğine katkı sağlamaya yönelik geçmiş yıllarda yapılan dikey bahçeleri kaldırdığı gibi, bugün de tarihi ağaçları keserek İstanbul’un marka değerini yok eden uygulamalara imza atmaktadır. İBB, İstanbul'un yeşil mirasını radikal karar ve önlemlerle yok eden bir kurum olmamalıdır. Bu hususta, daha önce de bu duyarlılığı göstermiş olan; çevreci ve doğaya gönül vermiş her vatandaşın geç kalmadan sesini duyurması gerekmektedir. Orman Fakülteliler Derneği (ORFAMDER) olarak, tüm meslektaşlarımızla birlikte ülkemizin tarihi ağaçlarına, korularımıza ve ormanlarımıza mesleğimizin yol göstericiliği ile sahip çıkacak bilgi ve birikime sahip olduğumuzu, ağacın olduğu yerde başka meslek disiplinlerinden önce Orman Fakülteliler olarak milletimizin hizmetinde olduğumuzu kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”